Obezite günümüzün en büyük sağlık problemi haline gelmesiyle, obezitenin tedavi yolları da bir o kadar popüler hale gelmiştir. Son yılların en trend tedavi yöntemleri, bariatrik cerrahiler (sleeve gastrektomi, mide bandı vb.) yerini artık daha ekonomik ve daha az riskli cerrahi olmayan obezite tedavilerine (mide balonu, mide botoksu, gastrik arter embolizasyonu) bırakacak gibi duruyor.
Gastrik arter embolizasyonu mide kanaması geçiren hastalarda kanamayı durdurmak amaçlı mideyi besleyen kan damarlarının çeşitli maddelerle tıkanması işlemidir. Bu işlemi olan hastalar daha sonraki muayenelerine geldiklerine, zayıfladıklarını ve iştahlarının kapandığını bildirmişlerdir. Yapılan testler sonucunda da hastaların iştah hormonlarının azaldığı belirlenmiştir. Bunun üzerine doktorlar bu yöntemi obezite sorunu olan hastalara denemeye karar vermişlerdir.
Gastrik arter embolizasyonu için kasık ana damarından ince teller ve borular yardımıyla midenin üst bölümünü (fundus) besleyen ana arter damara girilir. Bu bölgeye mikroskobik baloncuklar gönderilerek mideyi besleyen küçük damarların kanlanması kesilir.Böylece midenin fundus bölümünden salgılanan ghrelin hormonu (açlık iştah hormonu) salgılanması azalır. Bu hormon seviyelerinin düşmesi kişilerin iştahını azalttığı için, hastalar kilo kaybetmeye başlamaktadır.
veya
Obezite tedavisinde uygulanan cerrahi işlemlere göre ( tüp mide ameliyatı, gastrik bant vb.) daha az komplikasyonu olan bir yöntem olarak düşünülmektedir. Şu ana kadar görülen yan etkiler;
Bu yöntem, kısa vadede (6 ay) ciddi yan etkileri görülmemekle birlikte kilo kaybında etkili sonuçları görülmektedir. Fakat obezite tedavisinde yeni bir teknik olması nedeniyle çok fazla kişide denenmemesi ve uzun vadede sonuçlarını bilmemek, bu teknik için bizi biraz düşündürmektedir.
Yapılan çalışmalar, bireylerin ilk 6 ay ağırlığının %15-18’ini kaybettiklerini göstermiştir. 6 aydan sonra 2 yıla kadar çok yavaş olsa bile hastaların kilo vermeye devam ettiklerini ama sonraki süreçlerde yeniden kilo alma eğilimine girdikleri de bildirilmiştir.
Yapılan bazı çalışmalarda kişilerin müdahale sonrası beslenmelerinin yeterli ve dengeli olmaması nedeniyle kas kayıplarının yoğun olduğunu gösterilmiştir. Bu sebepten dolayı işlem yapılırken kişilerin mutlaka beslenme uzmanından yardım alması gerektiği belirtilmiştir. Kişilerin kayıpları engellemek için yeterli enerji ve proteini içeren diyetlerin uygulanması gerektiği ve kontrast maddelerin vücuttan rahatça atılması, yan etki oluşmaması için de su tüketimine dikkat dilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Kolon kanseri hem erkeklerde hem de kadınlarda en sık
Kanser hücreleri gibi vücudumuzda neredeyse her hücre, yaşam faaliyetlerini
Günlük hayatta birçok faktör insanı strese sokar. İş hayatının